KategorilerBlog

Dijital Casusluk: Yeni Nesil İstihbarat

Çok eski tarihlerden beri bilgi toplama ve gözetleme maksadıyla istihbarat hep  var olmuştur. Ancak  yüzyıllar içerisinde önce kurumsallaşarak teşkilatlı bir hale gelmiş sonra da teknolojinin gelişmesi birlikte farklı yöntem ve metotlarla istihbarat faaliyetleri yürütülmüştür. Erken dönemlerde daha çok, istihbarat edinilecek yere personel sızdırılmasıyla gerçekleştirilen insan odaklı faaliyetler görülmektedir. Belki de yıllar sürecek bu yöntem halen kullanılmaktadır. Terör örgütleri içine sızdırılan istihbarat ajanları, önemli devlet adamlarının, siyasetçilerin yanına sızdırılan ajanlar günümüzde açığa çıkmalarıyla zaman zaman karşılaşılan bir durumdur. Buna örnek olarak ABD tarafından deşifre dilen Rus ajan Anna Chapman verilebilir. Görünürde emlak ve yatırım planlamacısı olarak New York borsasının olduğu Wall Street’te lüks bir daireye yerleşerek uzun yıllar Rus Dış İstihbarat Servisi SVR’ ye çalıştığı  tespit edilmiştir.

Günümüzde geleneksel yöntemlerin yanı sıra teknolojinin de kullanılmasıyla elde edilebilen istihbarat yöntemi de yaygın hale gelmiştir. Bunu bazen istihbarat ajanları bazen de bilgisayar korsanları, yazılımcılar yapmaktadır. Dijital ortamdan ele geçirilen bilgi ve evraklar  uluslararası alanda devletler arasında koz olarak kullanılabildiği gibi, bazen de herhangi bir pazarlığa konu edilmeden direkt olarak sızdırılıp kamuoyu oluşturulması hedeflenmektedir. En büyük bilgi sızdırılma operasyonu 2010 yılında Julian Assange önderliğindeki Wikileaks organizasyonudur.

Julian Assange

ABD Dış İşleri Bakanlığı ile çeşitli ülkelerdeki ABD büyükelçilikleri arasında yapılan 251.287 belgenin önbelleği elde edilmiş ve yayınlanmıştır. Yayınlanan belgeler arasında Washington’dan sonra en fazla belge 7918 belge ile ABD Ankara Büyükelçiliği tarafından hazırlanan belgelerden oluşmaktadır. Ülkenin hemen hemen her kurumundan ve  önemli tüm şahıslarla alakalı çeşitli istihbarat topladıkları ve ABD’ye gönderdikleri açığa çıkmıştır. Örneğin ABD Büyükelçiliği o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili “Recep Tayyip Erdoğan, karizmatik ve halkla güçlü bir bağı mevcut. Olağanüstü bir yüz hafızası var ve ülke çapındaki binlerce partiliyi ismen tanıyor.” gibi istihbaratlar toplanmış ABD’nin bu konuyla alakalı politikalarını belirlemesini istemiştir. Bu belgelerin istihbarat boyutudur. Bir de bazı belgelerde çeşitli kişi ve kurumları hedef göstererek sosyal medya (o dönem en yaygın olarak facebook) aracılığı ile ülkenin kaosa sürüklenmesini, çeşitli siyasi ve asayiş sorunları baş göstermesini hedeflemiştir.

Yine benzer bir faaliyet olarak 2013 yılında o dönem yirmi dokuz yaşında olan  genç bir adam dünyayı şoka uğratmıştır: Edward Snowden. Eski CIA ve NSA teknoloji ajanı olan Snowden ABD’nin istihbarat örgütleri ile sivil, siyasi, askeri, suçlu ayırmaksızın tüm dünyayı sosyal medya ve  dijital mecra yoluyla nasıl gözetlediğini gerektiğinde yönlendirdiğini belgeleriyle açığa çıkartmıştır. “Büyükbirader tepemizdeydi. Teknoloji şirketleri yaşamlarımızı bir ürüne çevirip istihbarat örgütlerine pazarlıyor, istihbarat örgütleri hiçbir gerekçe göstermeden tüm yaşantımızı kayıt altına alıyordu. Dünya gerçeğe dönüşen distopyayla yüzleşmek zorundaydı. Benim konumumdaki biri için çok tehlikeli bir iş yaptım, gerçekleri anlattım.’’ demiştir. Bu sözleri söyledikten altı yıl sonra tüm bu olayları ve yaşam öyküsünü kaleme almış, CIA, NSA faaliyetlerinden sürgün yıllarına kadar her şeyi kitaplaştırmıştır.

Bu olaylar, kişiler ve kurumlar aracılığı ile sızdırılmış yeni nesil istihbarat faaliyetlerinin ne boyutta olduğunu,  nasıl yürütüldüğü en somut örnekleri ile anlatmaktadır. Bir ülkede iç karışıklık ve kriz çıkartmak isteyen yabancı devletlerin istihbarat servisleri günümüzde önce saha elemanları görevlendiriyor. Herhangi bir konuda eylem yapan, gösteri düzenleyen kitlenin arasına karışan bu ajanların yöntemleri hemen hemen aynıdır. Grubu provoke eder, şiddete yönlendirir. Daha sonra bunu fırsat bilen terör örgütleri, ayrılıkçı gruplar, marjinal oluşumlar kitleyi adeta bir alev topuna çevirip devletin  kolluk gücüyle karşı karşıya getirip ayaklanmanın fitilini ateşler. Bu ilk kısım tamamlandıktan sonra simgesel kişiler devreye girer.

Tüm geleneksel medyada yayınlanır görüntüler. Sanki bir şenlik havası, hak ve özgürlük arayışı isteği yansıtılır.  İşin en son kısmında ise yeni nesil dediğimiz istihbarat ve yönlendirme araçları devreye girer.  Sosyal medya yoluyla başka yerlerde, başka zamanlarda olan şiddet olayları, araçların ezdiği insan görüntüleri vb. servis edilerek tüm ülke halkı devlete karşı ayağa kaldırılır. Özellikle son 10 yılda Ortadoğu coğrafyasındaki tüm olaylar, halk ayaklanmaları, şiddet olayları aynı senaryo farklı özneler üzerinden sahnelenmiştir. Arap Baharında Libya, Suriye, Mısır, Tunus’da yaşanan tüm olaylar, Güney Amerika’da gerçekleşen hükümet karşıtı eylemler istihbarat servislerinin benzer planlarıdır. Simge seçilen kişiler bile farklı coğrafyalarda ancak benzer şekilde ortaya çıkmışlardır.

Tüm bu geleneksel ve yeni nesil istihbarat faaliyetleri sonucunda operasyona uğramış olan hemen hemen tüm ülkelerde yapılan operasyon başarıya ulaşmış, ülkelerin siyasi yapıları değişmiş, ekonomileri bozulmuş, kaynakları paylaşılmış, binlerce insan ölmüş büyük bir yıkım ve trajedi yaşanmıştır. Benzer operasyonları yaşamamak, karşı koyabilmek için ülkenin çok güçlü ve zamanın ilerisinde bir istihbarat servisi olmalıdır. Bugünün istihbarat servislerinin sadece konvansiyonel silahlı gücünün, geleneksel teknik imkanlarının, insan kaynağının gelişmiş olması yetmez. Üst düzey teknolojinin kullanıldığı insansız silahlı taarruz araçları, gözetleme ve keşif hava araçları, siber alemde etkin yetişmiş personeli olmalıdır. Ayrıca tüm dünyadaki sosyal medyanın takip edildiği asli işi bu olan bir birim kurulmalı ve benzer bir senaryo ile karşılaşıldığında hazırlıklı olunmalıdır.

Son olarak, Özellikle son 10 yıldır sosyal medya kullanımı arttı ve her türlü tepki, sevinç, üzüntüler o mecrada dile getiriliyor. Neredeyse hayatların tüm detayları paylaşılıyor ve kullanıcı silse veriler hep bir yerlerde kayıtlı kalıyor. Bu da 10 yıl sonra etkili ve icracı görevlere gelecek olan bir neslin daha o makama ilk oturduğu gün yabancı devletlerin elinde ciddi bir hakkında istihbaratının olması anlamı taşıyor. Kısacası sosyal medya sadece sosyal medya değildir,  bunu kullanacak servislerin elinde ciddi bir istihbarat argümanıdır.